Tam olarak
Sorunu sor hemen cevaplansın.
tam olarak teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- exactly
Örnek Cümle:
You can search words, and get translations. But it's not exactly a typical dictionary.
-Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
Örnek Cümle:
I couldn't say when exactly in my life it occurred to me that I would be a pilot someday.
-Bir gün pilot olma fikrinin hayatımda tam olarak ne zaman oluştuğunu söyleyemem.
- quite
Örnek Cümle:
I don't quite know how it happened.
-Onun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum.
Örnek Cümle:
I didn't quite catch the name of that designer.
-O tasarımcının adını tam olarak anlamadım.
- fairly
- in depth
- outrightly
- truly
- faithfully
- to be precise
Örnek Cümle:
He said he was already more than fifty years old, fifty five, to be precise.
-O çoktan elli yaşından daha fazla olduğunu, tam olarak elli beş olduğunu söyledi.
- down to the ground (deyim)
- purely
- consummately
- straightly
- slap-bang
- bang on (Konuşma Dili)
- to a T
- implicitly
- straight
- evenly
- right
Örnek Cümle:
That isn't exactly right.
-Bu tam olarak doğru değil.
Örnek Cümle:
We're not exactly open right now.
-Şu anda tam olarak açık değiliz.
- flat
- rightdown
- strictly
- rootedly
- every bit
- positively
- plumb
- completely
Örnek Cümle:
I completely walked ten miles.
-Ben, tam olarak on mil yürüdüm.
Örnek Cümle:
He completely failed to understand why she got angry.
-O onun niçin kızdığını tam olarak anlamadı.
- in full
- true
Örnek Cümle:
Well, that's not quite true.
-Şey, bu tam olarak doğru değil.
Örnek Cümle:
That wasn't exactly true.
-O tam olarak doğru değildi.
- slap bang
- roundly
- fully (Hukuk)
Örnek Cümle:
Tom is still not fully aware of what has happened.
-Tom hâlâ ne olduğunun tam olarak farkında değil.
Örnek Cümle:
We are fully aware of the importance of the situation.
-Durumun öneminin tam olarak farkındayım.
- smack
- precisely, exactly, in full
- accurately
Örnek Cümle:
He accurately described what happened there.
-Ne olduğunu tam olarak anlattı.
Örnek Cümle:
I don't remember my grandmother's face accurately.
-Ben büyük annemin yüzünü tam olarak hatırlamıyorum.
- definitively
- precisely
Örnek Cümle:
What precisely are you doing?
-Tam olarak ne yapıyorsun?
Örnek Cümle:
Tom knows precisely what he's doing.
-Tom ne yaptığını tam olarak biliyor.
- due
Örnek Cümle:
I accepted the offer after due consideration.
-Tam olarak düşündükten sonra teklifi kabul ettim.
- prompt
- literally
Örnek Cümle:
It takes literally a minute to make the sauce.
-Sos yapmak tam olarak bir dakika sürer.
Örnek Cümle:
I took what she said literally.
-Onun söylediğini tam olarak anladım.
- perfectly
Örnek Cümle:
I remember last night perfectly.
-Dün geceyi tam olarak hatırlıyorum.
Örnek Cümle:
This dress fits me perfectly.
-Bu elbise bana tam olarak uyuyor.
- duly
- in complete
- to be exact
- inextenso
- tam olarak kavramak
- (deyim) make out
- tam olarak uymayan
- off-key
- tam olarak yürürlükte
- (Kanun) in full force and effect
- tam olarak anlama
- clear understanding
- tam olarak anlamak
- gain a clear understanding
- tam olarak anlayamamak
- not quite understand
- tam olarak açıklanmamış
- ill-defined
- tam olarak başaramamak
- (deyim) go off half-cocked
- tam olarak başaramamak
- (deyim) go off at half cock
- tam olarak bilmemek
- not to be sure
- tam olarak değil
- not quite
- tam olarak değil
- not really
- tam olarak durma
- dead stop
- tam olarak göreve hazır
- (Askeri) fully mission capable
- tam olarak kullanmamak
- underutilize
- tam olarak kullanmamak
- underutilise
- tam olarak sonlandıramamak
- (deyim) go off half-cocked
- tam olarak sonlandıramamak
- (deyim) go off at half cock
- tam olarak yazmak
- write out
- tam olarak yenmek
- beat smb. hollow
- tam olarak yetkilendirilmiş
- duly-authorized
- haklardan tam olarak yararlanma
- (Hukuk) full enjoyment of the rights
İlgili Terimler
tam olarak teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- eksiksiz
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.